‘Draw, get, make, run’ gibi kelimelerin çok fazla manası olduğu için bu kelimelerin tüm manalarını ezberlemek oldukça zordur.…
Look kelimesi her ne kadar koymak anlamına gelse de bazı edatlarla kullanıldığında özel bir anlam kazanır.…
Run kelimesi her ne kadar koymak anlamına gelse de bazı edatlarla kullanıldığında özel bir anlam kazanır.…
İngilizcede okunuşları aynı yazılışları farklı olan kelimelere homophones denir.…
FRUITS (MEYVELER)• apple: elma• apricot: kayısı• avocado: avokado• banana: muz• blackberry: böğürtlen• blueberry: yaban mersini • cherry: kiraz• coconut: hindistan cevizi• date: hurma• durian: durian• dragon fruit: pitaya• fig: incir• gooseberry: bektaşi üzümü• grapefruit: greyfurt• grape: üzüm• guava: guava• jackfruit: jackfruit• kiwifruit: kivi• kumquat: kamkat• lemon: limon• lime: kireç• longan: longan• lychee: liçi• mandarin: mandalina• mango: mango• mangosteen: mangostan• melon: kavun• mulberry: dut• nectarine: şeftali• orange: portakal• papaya: papaya• passionfruit: çarkıfelek• peach: şeftali• pear: armut• persimmon: trabzon hurması• pineapple: ananas• pineberry: çam• plum: erik• pomelo: pomelo• pomegranate: nar• raspberry: ahududu• rambutan: rambutan• soursop: tarçın elması• starfruit/carambola: yıldız meyvesi/karambola• strawberry: çilek• watermelon: karpuz
VEGETABLES (SEBZELER)• artichoke: enginar• arugula: roka• asparagus: kuşkonmaz• aubergine: patlıcan• bean: fasulye• bell pepper: dolma biber• beet: pancar• broccoli: brokoli• Brussels sprouts: Brüksel lahanası• cabbage: lahana• carrot: havuç• cauliflower: karnabahar• celery: kereviz• chard: pazı• chili: kırmızı biber• corn: mısır• cucumber: salatalık• dill: dereotu• eggplant: patlıcan• garlic: sarımsak• ginger: zencefil• green pepper: yeşil biber• kale: karalahana• leek: pırasa• lettuce: marul• mushroom: mantar• okra: bamya• onion: soğan• parsley: maydanoz• pea: bezelye• pepper: biber• potato: patates• pumpkin: bal kabağı• purpple cabbage: mor lahana• radish: kırmızı turp• scallion: yeşil soğan• spinach: ıspanak• tomato: domates• turnip: turp• zucchini: kabak• yam: tatlı patates
Meyve ve Sebzelerle İlgili Fiiller• peel: soymak• chop: doğramak• ripen: olgunlaşmak• bite: ısırmak• grow: yetiştirmek• plant: dikmek• pick: toplamak• slice: dilimlemek• grate: rendelemek• squeeze: suyunu sıkmak
Meyve ve Sebzelerle ilgili Kelimeler• core: çekirdek• peel: kabuk• bunch: salkım, demet• slice: dilim• handful: avuç• taste: tat• raw: çiğ• ripe: olgun• rotten: çürük• overripe: fazla olgun• seedless: çekirdeksiz• dried: kurutulmuş• mashed: püre• baked: (fırında) pişmiş• fried: kızarmış• roasted: kavrulmuş• plant: bitki
Kullanım Örnekleri
• What’s your favourite fruit?›…
Put kelimesi her ne kadar koymak anlamına gelse de bazı edatlarla kullanıldığında özel bir anlam kazanır.…
‘Getirmek, götürmek’ olarak Türkçe’ye çevrilen bu üç fiil İngilizce öğrencileri tarafından sıklıkla karıştırılır.…
‘Have, get, make, run’ gibi kelimelerin çok fazla manası olduğu için bu kelimelerin tüm manalarını ezberlemek oldukça zordur.…
Give kelimesi her ne kadar vermek anlamına gelse de bazı edatlarla kullanıldığında özel bir anlam kazanır.…
Günümüzde teknolojinin ilerlemesi, internet kullanımının yaygınlaşması ve dolayısıyla iletişimin artması dil üzerinde de çeşitli değişikliklere yol açmıştır.…